körotonomedya > türkçe > otonomi
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Siyasal Alanın Krizi

Toni Negri

İnsanlar "Yeni Dünya Düzeni" fikrini kullandıklarında, üç güçlü kavramı tek çerçevede biraraya getiriyorlar: düzen, dünya ölçeğinde küreselleşme ve bunlar arasında kurulan ilişkilerin yeniliği. "Dünya" ve "düzen" arasındaki bu yeni bağlılık, yeni bir paradigma, başka bir deyişle, siyasal iktidarın ve dünyanın fiziksel mekanının düzenlenmesinin yeni bir biçimini oluşturuyor gibi görünüyor. Bu yüzden, bu yeni biraraya gelişi anlayabilmek için - ne anlama gelmiş olduklarını ve bunları biraraya getiren daha önceki biçimlerin krizinin ne olduğunu tespit etmek için -, öncelikle bu kavramlar hakkında düşünmek zorundayız ve daha sonra bu yeni bağlılığın orijinalliğine ve dinamiklerine nüfuz etmemiz gerekecek. Bu noktada, belki de meydana gelmekte olan değişikliğin derinliğini anlayabilecek durumda olacağız. devam…

Kurucu Cumhuriyet

Toni Negri

Bizim kendi kuşağımız yeni bir Anayasa inşa etmeli midir? Anayasaların daha önceki hazırlayıcılarının anayasal değişikliğin ne denli gerekli olduğuna dair öne sürdükleri gerekçelere dönüp bakınca, bunların bugünkü durumumuzda tümüyle mevcut olduklarını görürüz. Siyasal ve idari hayatta çürümüşlük nadiren böylesi bir yoğunlukta aşındırıcı olmuştur; nadiren böylesi bir temsil krizi yaşanmıştır; demokrasinin neden olduğu hayal kırıklığı, nadiren böylesine radikal olmuştur. İnsanlar "siyasetin krizi"nden sözederken, etkin bir şekilde, demokatik Devlet'in artık işlemediğini -ve aslında tüm ilke ve organlarının (güçler ayrılığının, Güvenlik ilkelerinin, bireysel güçlerin, temsil kurallarının, güçlerin üniter dinamiğinin ve yasallık, yeterlik ile idari meşruiyet işlevlerinin) iyileştirilemeyecek kadar kötü olduğunu söylüyorlar. "Tarihin sonu"ndan sözediliyor ve eğer böyle bir şey varsa, bunu kesinlikle liberalizmin ve kapitalist devletin bizi bağlamış olduğu anayasal diyalektiğin sonu ile tanımlayabiliriz. devam…

Kamusal Alanın Yeniden Ele Geçirilmesi

Toni Negri

Aşikar bir şekilde, küreselleşme ve birleşmiş bir Avrupa'nın inşası sürecinin, özellikle Fransa'da, artan bir biçimde bilincine varılmıştır. Yeni başkanlığın Cumhuriyetçi taahhüde ihanet ettiği hissi doğmuş ve toplumsal emeğin yeniden örgütlenmesinin neden olduğu bir dizi çelişki --hareketlilik, esneklik, emek pazarının kırılması, dışlanma, vb-- oluşmuştur. Aynı zamanda, refah devletinin krizi söz konusudur. Bütün bunların, mücadelenin oluşum ve radikalleşme sürecinde doğrudan yansımaları olmuştur. Bana önemli görünen, içinde bir sürü farklı talebin oluştuğu yeni bağlamı tanımlamaktır: bu, mücadelenin proletaryanın tüm yeniden üretim koşullarının disiplin ve denetiminin bütün kurallarıyla çatıştığı ölçüde, "biyopolitik" bir bağlamdır. devam…

Alma Venus: Prolegomena to the Common

Antonio Negri

1. The guiding light of materialism is the eternity of matter. The eternal is the common name of the materialist experience of time. From an ethical standpoint, the problem faced by materialism is to hold singularity responsible for the eternal. These truths stemming from the materialist tradition are confirmed in the experience of kairos. 2. Among the other meanings that could be attributed to the eternal, in the materialist tradition, we sometimes find the name of the infinite, as if the two were synonymous. Is matter therefore infinite? devam…

İtalya 1968: Özerklik Hareketi'nin Gelişimi

Özgür Gökmen

Fransa'da devrimci bir süreç yaratan 1968, İtalya'da bir yıl önce başlar ve 1977'deki Bahar Ayaklanması'na dek yaklaşık on sürer. Fransa'da olduğu gibi Komünist Parti ve onun denetimi altındaki sendikalarla yaşanan çatışmalar ile başlayan mücadeleler, hem fabrikalarda, hem de toplumun bütününde yeni işçi sınıfı mücadelelerinin yaygınlaşmasıyla güçlenir. Fransa'da Mayıs ayında otonom bir ayaklanma ile fabrikaları işgal ederek barikatlar kuran milyonlarca işçi ve yüzbinlerce öğrencininin yollarının bir süre sonra ayrılmasında olduğu gibi, diğer Avrupa ülkelerinde öğrenci ve işçilerin kısa süren flörtlerinin aksine, İtalya'da işçi ve öğrenci mücadeleleri örtüşür. devam…

Otonomist Marxist Kuram İçerisinde Sınıf Kavramı

Aras Özgün

Marxism'in bu kadar derinlemesine gözden geçirildiği, bu kadar ayıklanıp rafine edildiği ve diğer (kendini Marxist olarak tanımlamayan) özgürlükçü düşüncelerle kaynaştırıldığı bir düşünce biçimi neden hala kendini 'Marxist' olarak nitelendirir? Bunun nedeni Negri'nin ve diğer Otonomist Marxist düşünürlerin Marxism'in özünü teknik analizlerinde, politik ve ekonomik tahlillerinde değil bir düşüncenin kendini 'özgürleşme aracı' olarak kurabilmesinde bulması olsa gerek. Marxism'in temel motivasyonunu barındıran ifade 'felsefeciler şimdiye kadar dünyayı anlamaya çalıştılar, artık dünyayı değiştirmeye çalışmak gerek' ifadesinde gizlidir. Otonomist Marxism de bu anlamda Marxism'i bağlarından kurtaran ve özgürleştirip aşkınlaştıran bir düşünce biçimi olarak karşımıza çıkıyor. devam…

Otonomist Marksizm Gündemi

Ulus Baker

İnsanlar, özellikle felsefi düşünmeye pek alışık olmayanlar en kolay bir zamanlar sanki bir inanç sistemi söz konusuymuş gibi bağlandıkları düşüncelerden ve onlara tekabül eden arzulardan koparlar. Marx'ın ve düşüncesinin kaderi, böylece başka filozofların ve düşünürlerin, sözgelimi bir Kant'ın ya da Hegel'in düşüncesinin kaderinden farklılaşır. "Reel sosyalizm" yaşantısı içinde vurgulanmış bir "uygulaması"nın bulunuşu, bu düşünceden kopuşun, ona yönelik reddiyenin aşırı kolay olmasını şartlandırır. Özellikle aşırı-bağlı bir psikolojiye sahip olanlar açısından. devam…

Toni Negri: Ne Yârdan, Ne Serden...

Emrah Göker

Lafı evirip çevirmeden merâmımı anlatayım hemen. Burada "Toni Negri düşüncesinin ABC'si" türünden ayrıntılı bir tanıtım incelemesine girişmiyorum. Tekrarlamamayı umduğum bir şey daha var: Yanlış gözlemlemiyorsam eğer, Türkiyeli muhalifler arasında İmparatorluk'un tartışılması ağırlıkla mevcut politik mevzilerin Hardt ve Negri'nin tezlerine karşı hiddetle savunulduğu bir zemin üzerinden oldu. Yapılagelmiş eleştirilerle (birazdan görüleceği gibi) paylaştığım bir çok husus var. Ancak "sabit fikrin doğrusu"na sahip olduğunu düşünen yorumcuların otonomist Marksizm'in (İmparatorluk ile başlayıp Çokluk ile bitmeyen) birikimi ile muhabbet kurmak istemeyip konuşmayı düşmanın mağlup edilmeye çalışıldığı bir polemiğe indirgemeleri bence yıkıcı bir yaklaşım. devam…

Rebibbia'dan Önce Antonio Negri ile Yapılan Son Röportaj

Angela Melitopoulos ve Nils Roller

Aşağıda Toni Negri'nin Almanya'da yayınlanan Die Tageszeitung günlük gazetesi tarafından yapılan bir söyleşisine yer veriyoruz (kısaltılmış haliyle). Söyleşi, 28 Haziran 1997 tarihinde, Negri'nin İtalya'ya dönüşünden önce Angela Melitopoulos ile Nils Roller tarafından gerçekleştirildi. devam…

Yeni Özgürlük Alanları'na Ek, 1990

Toni Negri

"Roma, Rebibbia Hapishanesi / Paris, 1983-1984": 1985 yılında yayımlanan Yeni Özgürlük Alanları'nın Fransızca metninin sonundaki bu kronolojik not suni değildir. İki yazar arasındaki diyalog, yazarlardan birinin hapisde bulunduğu uzun yıllar boyunca bir kesintiye uğramadı. Aslında bu mahpusluğun son yılında, baskıya ve baskının etkilerine rağmen, komünist siyasal programın devamına dair bir çalışma yapmaya karar vermiştik. 1984'te içimizden biri hapishaneden çıkıp sürgüne gittiğinde, böyle bir proje üzerinde çalışma fırsatı doğmuş oldu. devam…

Cenova Üstüne

Michael Hardt ve Toni Negri

Cenova --hem açıklığıyla hem de sapkın siyasi karmaşıklığıyla tanınan bir şehir; şimdi, bu hafta sonu, tam bir kriz yaşıyor... Oysa dünyanın en güçlü liderlerinin toplandığı bir zirve için kapılarını ardına kadar açmış olmalıydı. Ama bunun yerine Cenova haytek (high tech = yüksek teknoloji) denetim araçlarıyla güçlendirilmiş barikatlarla ve surlarla çevrilmiş bir Ortaçağ kenti gibi... Şu andaki globalleşme tarzının egemen ideolojisi başka bir alternatif olmadığı yolunda. Ve tuhaftır, bu durum hem yönetenleri hem de yönetilenleri sıkıştırıyor... devam…

Milan, Kesinlikle!

Toni Negri

Rebibbia Cezaevi, 1 Mayıs 1998 Afallamış ve şaşkın bir haldeyim. Onbeş yıllık siyasi sürgün döneminin ardından, Paris'ten Roma'ya döndüm. Benimle İtalyan adaleti arasında kapatılmamış bazı eski hesaplardan dolayı tatilimi orada, hapiste geçiriyorum. Ama beni afallatan ve şaşkınlığa düşüren bu değil: hapishane sürgüne gitmeden öncekinin tıpkı aynısı. Öte taraftan, İtalyan toplumunda son onbeş yıl boyunca çok daha önemli bir şey değişime uğramış: o da futbol, o kadar ki, hiç bir şey anlayamaz haldeyim artık. İçine düşmüş olduğum bunalım çok derin ve sakın dalga geçtiğimi ya da abarttığımı sanmayın. İyi bilinir ki İtalya'da, yaşayabilmek için futbolun havasını solumayı bilmek gerekiyor. devam…

Antonio Negri'ye Mektup

Körotonomedya


İmparatorluk ve Pratico-Inerte

Ulus Baker

Toni Negri'nin Hegelci değil Spinozacı olduğunu biliyoruz. Oysa İmparatorluk Hegel'in ciddi izlerini taşıyor --tabii ki yadsıma olarak... Bu izler "gücümüzü aşan" bir Tarih gibi işliyorlar. Hegel'in Tarih mefhumunu ortaya atması Romantik bir meseleydi, ama çok ciddi nedenleri vardı: nasıl Kantçı "Yüce" mefhumu hafsalanın alamadığı, hayalgücümüzün ve kavramlarımızın yetmediği bir olgu karşısında düşünme kudretimizin yediği bir şok ise, Hegel de Tarihe baktığında bir şok yemiş olmalı... devam…

Devrimi Hatırlıyor Musunuz?

İşçilerin Özerkliği

1970'lerin hareketini yeniden değerlendirmek için geriye baktığımızda, en azından bir şey bizim için açıktır. Parlamento dışı muhalefetin, daha sonra da özerklik [hareketi] muhalefetinin tarihi, marjinallerin, saçaklı bir tuhaflığın ya da birtakım yeraltı gettoların sekter fantazilerinin tarihi değildi. (Bir kısmı şimdi bizim davamızın konusu olan) bu tarihin, bu dönemdeki sınıf mücadelesinin baştan aşağı gelişiminin ve ulusal düzeyde gerçekleşen belirleyici değişikliklerin ve süreksizliklerin, içinden çıkılmaz bir surette, parçası olduğunu teyit etmek önemlidir. devam…

Antonio Negri: Düşünür ve Militan

Özgür Gökmen

A. Negri, üretim tarzındaki değişikliklerin yeni tehditler kadar, yeni olanaklar da yarattığını ve bu koşullarda artık her şeyin, çalışmanın amacının, toplumsal hayat tarzlarının, haklar ve özgürlüklerin yeniden icat edilmesi gerektiğini öne sürmektedir. Siyasal etkinliği ve eserleri de bu yeniden icat etme amacına yöneliktir. Burada, A. Negri'nin temel siyasal görüşlerini ve bu görüşleri hayata geçirmek için geliştirdiği kavramları özetlemeye çalışacağım. devam…

Negri İtalya'ya Geri Döndü

Negri'nin İtalya'ya dönüşünü haber veren ingilizce e-posta metni, Temmuz 1997

``Here I am in this paradise,'' Negri told Italian senator Athos De Luca who visited him in Rome's high-security Rebibbia prison where he was taken after arriving at Fiumicino airport. ... ``I'm smiling because jail is hard but also exile, after 14 years, had become hard. I am happy to see Italy's skies again,'' De Luca quoted Negri as saying. devam…

Negri Hapiste

Angela Melitopoulos

İtalyan Autonomia Operaia (Çalışmanın Özerkliği) hareketinin düşünürlerinden Antonio Negri, 14 yıllık siyasal bir sürgünden sonra kendi isteğiyle İtalya'ya döndü ve Roma'da Rebibbia cezaevine yeniden kapatıldı. Geri dönüşünün gerekçesini İtalya'nın şiddetle dolu en kanlı dönemine bir son vermek diye açıklayan Negri, yetmişli yılların "düşünce suçluları" arasında bulunuyor. Paris'te yıllarını Paris VIII, Saint-Denis Üniversitesi'nde felsefe dersleri vererek geçiren, bu arada ciddi ve üretken kurumsal katkılarla yüklü eserler kaleme alan Antonio Negri'nin, görüldüğü kadarıyla, İtalya'nın "devlet terörüyle yüklü" yakın geçmişiyle hesaplaşma girişimi de "verimli" geçeceğe benzer. devam…

 
  arama     rss-feed    bize yazın    harita metot    ENGLISH