|
||||||||||||||||||||||||||||||||||
Ulus Baker İyi Bir Adamdı. Bildiği Gibi Yaşadı...Ersan OcakUlus Baker iyi bir adamdı. Bildiği gibi yaşadı... Barışçıl tavrı, sakin duruşu, derinden gelen sesiyle mülksüzdü; mülkiyet mefhumuna uzaktı... Metinlerindeyse atak, sarsıcı, cesur bir uçbeyiydi. Sıkı bir yazardı... Dersleri, yaşamı açıkça anlamak niyetiyle her tür düşünceye davet niteliğindeydi. Her bir dersinin/seminerinin aynı anda akıl açıcı ve kafa karıştırıcı bir performans olduğunu düşünürüm hep. Düşünce ozanıydı... Herkesin farkedebildiği/farkedebileceği ama pek az kimseyle paylaştığı derin bir duygusal dünyası vardı. Cılız bedenine nasıl sığdırdığı hesaplanamaz geniş bir gönle ve kocaman bir kalbe sahipti. Güzel aşık olur; aşkın sevincini, kederini, melankolisini derinden yaşardı... Birçokları tarafından anlaşılması zor bir feylezof olarak görüldü. Oysa Ulus, sadelikle, ne bildiğinin farkında olduğu kadar, ne bilmediğinin de farkında olan ve bilmediği topraklarda düşünce ve duygularını ayrıştırmadan keşfe çıkmaya tutkulu bir seyyahtı... Hocalığı konusunda beni kendine hayran bırakan iki özelliğini söylemek isterim: Düşünce ve duygularının akışına kendini tamamen bırakmış gibi görünse de, sizin izleğini tümüyle kaybettiğini düşündüğünüz bir anda, söze başladığı meselenin düzlüğüne çıkardı. Onun yaptığının bir düşünce-duygu dokumacılığı olduğunu düşünürüm. Aynı meseleyi her yeniden ele alışında farklı desenler dokuyan yaratıcı bir usta... İkinci olarak, hocalığın en büyük erdemlerinden birine sahipti: Sorulan her soruya eşit davranır, aynı samimiyetle cevap veriridi. Onun için öğrencinin sorduğu her soru kıymetliydi. Öğrencini yanlış yapma hakkı vardı ve bu nedenle doğru soru, yanlış soru diye bir ayrım olamazdı. Öğrencilerine "anladınız mı" diye sormaz, "hissedebiliyor musunuz" diye yaklaşırdı... Çocuksu bir inatla yaşamla ölümün, sevinçle kederin eşiğinde varoldu. Toprağı bol olsun... 13 Temmuz 2007, Cuma, 01.10, Billurev, Kavaklıdere An.kara |
||||||||||||||||||||||||||||||||||
|