körotonomedya > türkçe > ulus baker
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Körotonomedya Haber Bülteni

Ulus S. Baker

arkadaşlar,

özellikle medyakronik kapandıktan, bianet ise ertuğrul kürkçü'nün egemenliği altına girdikten sonra yurtdışındaki arkadaşlarımız için birtakım memleket haberlerini duyurmamız gerektiğini düşünüyorum, çünkü yukarıda andığım o kaybettiğimiz yerler dışında sadece türkiye gazetelerinin web sayfalarına mahkum kalmış olmalılar...

1. kuzey kıbrıs'ta yerel seçimler yapıldı ve bunun haberi türk gazeteleri tarafından asla verilmedi (bunu demek ki yurt içindeki arkadaşlarımız için de yazıyorum). eski sol sosyalist ctp (cumhuriyetçi türk partisi) lefkoşa, magosa ve girne'de, yani üç büyük kentte belediye başkanlığını kazandı... geriye kalan yerlerde ve köylerde ise oylar sağ ile sol partiler arasında paylaşılmış, dolayısıyla iktidardaki ubp (ulusal birlik partisi) tam manasıyla silinmiş durumda. (buradaki haber seçimin kendisi değil, hiçbir türkiye gazetesinin seçimlerle ve sonuçlarıyla ilgili en küçük bir haber ya da yorum bile yayınlamamış olduklarıdır.)

2. yargıç ahmet çiğdem hocamızın yürütmeyi durdurma kararı talebine olumlu cevap vermedi (haberi ahmet yapsın)...

3. türkiye'de şey oldu ... bilemiyorum... dsp'den hüsamettin özkan ile birlikte şimdilik 33 milletvekili istifa etti... ecevit kendisine "seçime gidelim" diye yalvaran tansu çiller'e "ben gitmem, seçim filan, öyle şeylere de gelemem" cevabını vermiş... ama borsaya ya da dolara bir şey olmadı... belki ileride olur...

4. hazırlık maçları sırasında galatasaray ile oynayan barcelona bayisi bir isviçre ikinci lig takımı türkiyeli rakibine 9-1 yenildi... son yedi dakikada 51 yaşındaki kaleci antrenörü kalecisinin yerine oyuna girip beş gol yedi... demek ki şahsiyetli oynadılar...

5. ödp'de tasfiyelerin ardından belki yakında seçim filan olur korkusuyla genel kurul yapıldı. iki gün toplam onbeş saat boyunca "ab'ye karşı mıyız, değil miyiz" konusu etrafında tartışıldı. üçüncü tez kazandı: ab'nin lehinde olamayız, ama aleyhinde de olamayız... öyleyse halkoyuna başvurulsun, karşı mıyız değil miyiz anlayalım... daha doğrusu tez-antitez ve söz konusu sentez arasındaki gizli bir dördüncü yolun kazandığını düşünüyorum... nitekim kongrenin birinci gününde genel başkan ufuk uras ab lehinde ateşli bir konuşma yaptı... ikinci gün tam tersi bir karar çıkmak üzereyken orta yol bulundu...

6. yayınladığı bir kitap yüzünden 3,5 yıllık hapis cezasına çarptırılan melih pekdemir eski cezasının infazı yanacağı için almanya'dan sığınma hakkı istemek zorunda kaldı... yukarıdaki ödp haberine rağmen fena adam değildir, onunla haberleşelim/onu destekleyelim...

7. tanıl bora sonuçta bir aylığına telefonsuz, internetsiz, televizyonsuz ve "siyasetsiz" bir tatile çıktı... onu hep özleyeceğiz...

8. ahmet çiğdem bu aralar bir gün yeşil eire, öteki gün sahte bir kızıl cccp formasıyla, terlik ve haki şortla görünüyor (bu sosyete haberi...)

9. harun abuşoğlu arkadaşımız da sıcaklığın 45 derece civarlarında olduğu alanya'ya tatile gitti... neyse ki klima varmış... (bu da)

10. reha muhtar şovtv'den atıldı/ayrıldı... yani bir şeyler oldu... onu hep özleyeceğiz...

11. körfez lokantası nihai olarak yıkıldı, yerinde bir boşluk var... son üç gününü ve gecesini belki belgesel bir film çıkar diye ege berensel ile birlikte gisam'daki arkadaşlar çektik... artık hamsi kuşu yok... sahibi nazmi hoca ne yapacağını bilemiyor... aşçılardan ve garsonlardan bazıları eski hamsiköy'ü kiralayarak yakında yeni bir restoran açacaklar... zeytinyağlıcı bekir ustanın da orada olduğunu hatırlatırım...

12. ege berensel başarısız bir tatil girişiminde bulundu (kendisi anlatsın)... galiba mahmut mutman tatilde...

13. odtü mezunlar cemiyeti kongresinde liste çıkarmaya çalışan faşistler seçimle defedildiler... odtü'lüler üye olun, yoksa vişneliği kaptırdığımız gibi, onun yerine yapılan cemiyeti de kaptıracağız...

14. thomas balkenhol birbuçuk aylığına almanya'ya kurgu yapmaya gitti... geride bıraktığı ayçiçeklerine nasıl bakılabileceğini (sulama vesaire ritmi olarak) haber verebilecek elemanlara ihtiyaç var (bu da bir ilan)...

15. nihat genç'in kitapları ingilizceye çevrilecek. kendisi bu ara sıcaklar yüzünden haham kıyafetiyle dolaşmayı durdurdu...

16. eşber yağmurdereli ankara'da (şu anda... ama henüz görüşemedik kendisiyle... yağmur yüzünden...)

17. mehmet altan nihayet "marksist bir liberal" olduğunu açıkladı... ilgililer tartışıyorlar...

18. türkiye'de epeydir yapılan bir geyik uyarınca bir filmde atatürk rolü oynaması yıllardır beklenen aktör rod steiger nihayet 77 yaşında vefat etti...

19. mustafa arslantunalı ve orhan koçak arkadaşlarımız virgül mecmuasını yeterli bulmayarak "kültür yayıncılığı" alanına adım atmayı düşünüyorlar... kendilerini hep özleyeceğiz...

20. günün köşeyazısı:

artık dolar ve euro ve dahi borsa cephesinde de yaprak kıpırdamadığına göre artık türkiye siyasi hayatının yalama olduğu sonucuna varmamız gerekiyor herhalde. ikinci çocukluğunu yaşayan başbakan ile anası bütün güçleriyle son demlerinde diretiyorlar ve avrupa topluluğu merkezli ayrışma içinde herhangi bir konumda yer alacak halde değiller. grubumuzun üyelerinden [...] arkadaşımızdan aldığımız habere göre (haberal kaynaklı) ecevit'in bu aralar ölmesi illa da kesin ve zorunlu değilmiş, yani ölmüyor –ancak haberal aynı zamanda "şu anda aslında yaşayıp yaşamadığı konusunda kesin bir teminat vermenin mümkün olmadığını" da eklemeyi ihmal etmiyormuş. ayrıca düşünüyorum da maazallah vefat ederse rahşan hanım yeni birisiyle evlenerek başımıza otuz yıllığına bir başbakan (başkaban, şabkaban, bankaşab vesaire) daha getirebilecek kadar sağlıklı görünüyor (bahsettiğim ruh sağlığı değil tabii ki). her durumda aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık gibisinden bir vaziyet var –devlet bahçeli ise bir türkçü olarak "türk ileriye tükürür" yaklaşımını benimsemiş olduğu için önü açık görünüyor. bu arada beliren şu "vefa" meselesi ise, şakayı bir yana bırakırsak, başlıbaşına bir "cunning" –yani şakanın da ötesi... ecevitler mi vefalı (ya da vefasız) yoksa istifacılar mı vefalı (ya da vefasız, veya yine, gadre değilse bile vefasızlığa uğramış)? bilemiyoruz. tek bildiğimiz yine kriz beklerken özellikle basının yarısından çoğunu kontrol eden aydın doğan grubunun gazetelerinin katkısıyla (belki katkıları sadece haberleri vermekle sınırlı değil) bu krizden kaçınıldığı –bu arada gazetecilerin hüsamettin bey'in istifasını açıklamasının anında gidip merkez bankası genel müdürünün ağzından "yarın dolara filan bulaşmayın, yoksa ağzınız yanar" şeklinde bir beyanat aldıklarını da hepimiz gördük... ayrıca hemen kemal derviş'ten de gerekli bilgi sızdırılarak "piyasalar rahatlatıldı" (acaba doğru telaffuz ettim mi?) vefa/vefasızlık problemine benim yaklaşımım şöyle bu meyanda: bunca beş para etmez adamı milletvekili veya bakan yapan, hüsamettin bey'in yolsuzlukları önerge konusu olduğunda onu kurtarmak üzere soluğu mecliste alan bülent bey değil miydi?

10 Temmuz 2002

 
  arama     rss-feed    bize yazın    harita metot    ENGLISH