körotonomedya > türkçe > ulus baker
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Sinemada ve Videoda “Kaza” Üstüne

Ulus Baker

Felsefe, bilimler ve sanat, kendilerini ilan edecekleri, bilme ve üretme hakkını talep edecekleri alana açılırken öncelikle “kazaları” gidermeye çabalarlar. Bu genel çaba mesela sosyal bilimlerde istatistiklerde “kazai” olanın bazı yöntemlerle giderilmesine –uç verilerin, tikelliklerin ayıklanmasına ve böylece bir “averajın” oluşturulmasına dayanır. Felsefe açısından kaza varlığın bir sıfatı gibi ona maledilir, maledilemezse hiçlikte çözünür. Bu yüzden Platon’dan itibaren Antik Yunan felsefesi iki kategori arasında bir ayrım gözetiyor: ousia (yani töz –ki Latin dillerine substantia diye tercüme edilecektir) ve sumbebekos (yani Latince’deki attributum, sıfat veya öznitelik). Töze atfedildiğinde olağan manasıyla kaza ortadan kalkar. Sanat ise en baştan itibaren Lukacs’ın anlattığı gibi “bilinçli insan faaliyeti” olduğu ölçüde kendini kazalardan arındırarak kurmaya çabalayacaktır. Kazanın tahammül edilmezliği dinsel hayalgücünü de genellikle bir kaderciliğe doğru götürecektir.

Kazanın sanatta yine de bir yeri var –Hegel’in söylediği gibi tekilden yola çıktığını söyleyebilsek bile “kazanın içinde kaza” sanatta mümkün. Deliliğinin doruğundayken, 11 Aralık 1800’de Hölderlin kızkardeşine şu son derecede ayık kaleme alınmış bir mektubunda şöyle bir mesaj gönderebiliyordu: “Bir çift pabuca ihtiyacım olduğunu sanıyorum, hepsi bu...” Ama o sıralarda aşağıdaki dörtlüğü tercüme etmeye çalışacağım Landauer’de adlı şarkısını da kaleme almaktaydı:

“Bak gör! Acıdan bahsederken nasıl da sevinçliyiz!

Hüzünlü bir şarkı, acı bir şarap da haz verir bize.

Bayram geçecek ve her şey yarın başlayacak yine

Şu dapdaracık yeryüzünde taban tepmeye.”

Ve eğer Ossip Mandelştam Sibirya sürgünlüğü yıllarını hatırlarken büyük bir sükunetle ve huzurla “o harikulade yoksulluk, o en zengin sefalet”ten bahsedebiliyorsa, sanatın ifadesinde düğümlenebilen acı bir kaza zevkini tartışabiliriz demektir. Kazanın büyük filozof şairi Joë Bousquet sayesinde tabii… “Yoksul olma hakkımı talep ettim. Kendimden daha çıplak neyi tanıdım ki?”

 
  arama     rss-feed    bize yazın    harita metot    ENGLISH